29 Temmuz 2012 Pazar

Kuzey Afrika'da Dil ve Din

Dil

Kuzey Afrika’da (Tunus, Fas ve Cezayir özellikle) Fransızca yaygınlıkla konuşulur.  Bunda yıllarca süren Fransız sömürgeliğinin doğal etkisi vardır.  Ana dil Arapça’dır.  Ancak Fas ve Tunus şiveleri, diğer Arap ülkelerine göre nispeten farklıdır.  Kuzey Afrikalı Mısır’da, Suriye’de veya Irak’ta konuşulan Arapçayı anlar.  Ama diğer Araplar, Fas’ta veya Tunus’taki Arapçayı anlamakta güçlük çekerler.  Bu iki ülkede Arapça biraz Fransızca ile karışmıştır, biraz da yerel dillerden eklenmiştir. Üstelik Tunus’ta konuşulan Arapça ile, Fas’ta konuşulan Arapça da farklıdır.   

Kazablanka’da yaşayan Türk arkadaşımı polis kontrol için durdurmuş.  Arkadaşım ben Fransızca bilmiyorum, İngilizce biliyorum demiş.  Polis “Fas’ta yaşayacaksan, Fransızca öğrenmelisin” diye uyarmış.  Arkadaşım da “Neden Arapça değil de Fransızca, siz Arap değil misiniz?” diye sormuş.  Polis bozulup, “o da olur tabi” diyerek geçiştirmiş.  Öte yandan her Faslı veya Tunuslu Fransızca konuşur diye bir şey yok.  Özellikle tarımsal arazide yaşamış, şehir dışından gelenler, Fransızca konuşamayabiliyor. 

Tunus'ta azımsanmayacak bir sayıda insan Fransızca ve Arapça'ya ek olarak Almanca veya İtalyanca'da konuşur.  Hem gelen Alman turist sayısı hem de İtalyan işletmelerinin çokluğu bu sonuca yol açar.

Mısır'da ise İngiizce yaygındır, tabi eğitimli kesimde. Çoğu şirkette iç yazışmalar İngilizce yapılır (özellikle yabancı sermayeli).  Turizmin gelişmiş olması, halkta yabancı dil kullanımını arttırmıştır. 

Din

Kuzey Afrika da yaşayan nüfus ağırlıklı Müslümandır.  Din'in günlük sosyal ve iş hayatında önemli bir faktör olduğunu söylemek yanlış olmaz.  Tunus, Fas ve Cezayir'de bir nebze sınırlandırılmış olsa da, Mısır'da örneğin, dini kurallar ve bu kurallara bağlı bir sosyal - iş yaşamı önemlidir.    

Fas’taki ofisimizde yaşanan bir olay:  Expatriate genel müdürümüz, bir Cuma öğleden sonra kulaklıkla bilgisayar başında çalışan yerel satış müdürümüzü uyarmış: “Lütfen çalışırken müzik dinleme, diğer çalışanlarına kötü örnek olma” diyerek.  Aldığı cevap ise “ben Kuran-ı Kerim dinliyorum, bugün mübarek Cuma” demiş. 

Ben Mısır’da bir müşteri ziyaret ettim.  Genel müdürün odasında sohbet ederken ikindi ezanı okundu.  Bir anda masalar çekildi, halılar yayıldı.  Odaya 7-8 müdür girdi.  Hızlıca abdest aldıktan sonra ben de saf tuttum ve genel müdür hepimize ikindi namazını kıldırdı.  Namaz sonrası hemen halılar toplandı, masalar eski haline geldi, iş konuşmaya devam ettik.

Fas’ta ve Mısır’da, çok nadiren Tunus’ta arabasında Kuran-ı Kerim dinleyen satış temsilcilerimiz ile müşteri ziyaretleri yaptım. 

Mısır'da Cuma - Cumartesi günleri haftasonu tatili.  Ancak Tunus ve Fas'ta Cuma günü işgünü.  Bu gün çalışanların normal iş hayatına devam ettiklerini gözlemledim.  Türkiye'deki gibi Cuma namazına fazla katılım görmedim. 

Mısır'da bayanların iş hayatına katılımı oldukça az.  Bazı müşteri ziyaretlerimde, özellikle Kahire dışında, müşterilerimizdeki başları kapalı bayan çalışanların erkek eli uzatıldığında sıkmadıklarına şahit oldum.

Ramazan’da Kuzey Afrika

Bu bölgelerde çalışma hayatı, Ramazanda Türkiye ile kıyaslanamayacak şekilde etkileniyor.  Ülkeden ülkeye farklılıklar göstermekle beraber, genel olarak çalışma saatleri ve verimlilik azalıyor.  İnsanlar gündüz değil, gece yaşıyorlar.  Bizden farklı olarak (en azından günümüzde), Ramazan ayında bu bölgede insanlar bir festival şeklinde yaşıyorlar.  Herkes evinin dışında bulunuyor. Aileler ve arkadaşlar sürekli bir arada. 

Ben bir kaç tecrübeden sonra, Ramazan döneminde Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine ziyaret yapmamaya gayret gösterdim.  Yine Ramazan’da bu bölgeden katılımcıların olacağı toplantı veya eğitim düzenlememeye dikkat ettim.  Normal bir zamana göre bu tip aktivitelerin verimliliği yarıdan daha fazla düşüyor. 

Mesai saatlerine örnek olarak Eylül 2006’da Tunus’a Ramazan’da gitmiştim.  İftar saati 19:20 idi.  Normalde bizim ofisin çalışma saatleri 08:00 – 18:00 iken, Ramazan’da 07:00 – 15:00 olarak değişmişti.  Ancak gördüğüm kadarı ile başlama saati sekize doğru, bitiş saati de ikiye doğru esniyordu.  Sadece bizim ofis değil, devlet daireleri başta olmak üzere, tüm işletmeler iki gibi kapanıyordu.  Başlama saati de normalden daha geçti.  Aynı sene Fas’ta da Ramazan’da bulunmuştum.  Ofisimiz 08:30’da açılıp, 15:00’da kapanıyordu (normalde 08:00 – 17:30 iken). 

Verimliğin kesinlikle ciddi olarak etkilendiği ülkelerin başında Mısır geliyor.  Çalışma saatleri ciddi olarak azalıyor. İşin ilginci Hristiyan çalışanlar da bu saatlere göre çalışırken, öğlen yemekleri için her zamanki arayı alıyorlar.  Mısır'da %10 - %15 arası Hristiyan nüfus olduğu söyleniyor.  Bu nüfusa yönelik farklılaştırılmış çalışma takvimi de var bildiğim kadarı ile.  Örneğin Christmas'ta resmi tatil var, sadece Hristiyanlara.